MAC protocols for low-latency and energy-efficient WSN applications

Most of medium access control (MAC) protocols proposed for wireless sensor networks (WSN) are targeted only for single main objective, the energy efficiency. Other critical parameters such as low-latency, adaptivity to traffic conditions, scalability, system fairness, and bandwidth utilization are mostly overleaped or dealt as secondary objectives. The demand to address those issues increases with the growing interest in cheap, low-power, low- distance, and embedded WSNs. In this report, along with other vital parameters, we discuss suitability and limitations of different WSN MAC protocols for time critical and energy-efficient applications. As an example, we discuss the working of IEEE 802.15.4 in detail, explore its limitations, and derive efficient application-specific network parameter settings for time, energy, and bandwidth critical applications. Eventually, a new WSN MAC protocol Asynchronous Real-time Energy-efficient and Adaptive MAC (AREA-MAC) is proposed, which is intended to deal efficiently with time critical applications, and at the same time, to provide a better trade-off between other vital parameters, such as energy-efficiency, system fairness, throughput, scalability, and adaptivity to traffic conditions. On the other hand, two different optimization problems have been formulated using application-based traffic generating scenario to minimize network latency and maximize its lifetime

Evcil dişi kedilerde tam ve yarım dozlarda kullanılan GnRH analoğu implantlarının etkinliğinin davranışsal ve vaginal sitolojik bulgular açısından araştırılması

Mevcut tez çalışması ile deslorelin implantlarının düşük doz etkinliği araştırılmıştır.Bu çalışmada; uzun süreli geri dönüşümlü kontrasepsiyonda kullanılan subkutan deslorelin implantı protokolünün, ev ortamında barındırılan dişi kedilerde östrusu baskılayabilme kabiliyeti, östrusun baskılandığı süreçte meydana gelen klinik seksüel davranış değişiklikleri ve vaginal sitoloji üzerine olan etkilerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Çalışma materyali 21 kediden oluşturulmuştur. Fertil ve doğurgan dişi kediler gelişigüzel gruplara ayrılmıştır. Grup-1’e 4,7 mg tam doz (n=8), Grup-2’ye 2,3 mg yarım doz (n=6) deslorelin içeren implantlar (Suprelorin®) uygulanmıştır. Grup-2’de kullanılan implantın ticari takdim şekli bulunmamaktadır. Grup-3 (n=6), kontrol grubu olarak tayin edilmiştir. Olası östrus varlığının tespiti için vazektomize erkek kedi (n=1) kullanılmıştır. İmplantasyon gününden itibaren davranışsal östrus takibi ve vaginal sitoloji muayeneleri 0., 2., 4., 6., 15., 30., 45. günlerde yapılmıştır. 40x büyütmede hücre tiplendirilmesi, 10x büyütmede ise hücre tiplerinin dağılımı ve yüzde dağılımı değerlendirilmiştir. Smearlarda görülen hücreler; bazal, parabazal, küçük intermediyer, büyük intermediyer, süperfisiyal, çekirdeksiz süperfisiyal hücreler ile eritrositler ve nötrofillerdir. Grup-1 ve Grup-2’nin hücre yoğunluğu farklıdır. Kedilerin seksüel davranışları sosyal çevrelerinde incelenmiştir ve flare-up etki saptanılmıştır. Flare-up etki istatistiksel olarak 4. gün ve 6. Gün farklılık göstermektedir (P<0.05). Tedavinin 15. günü Grup-1, Grup-2 ve Grup-3’e göre flare-up etki yönünden anlamlı düzeyde farklıdır (P<0.05). Sitolojik olarak flare-up etki Grup-1’de 6.gün, Grup-2’de 4. gün pik düzeydedir. Bu günlerde bazal ve parabazal hücreler asgari, çekirdekli ve çekirdeksiz süperfisiyal hücreler azami yoğunluktadır. Grup-1 için, seksüel aktivite parametresi 6. gün, Grup-2 için ise 4. gün pik seviyeye ulaşmıştır fakat 15. gün gruplar arasında farklılık göstermiştir (P<0.05). 30. ve 45. günlerde erkek kedi varlığına ve üreme mevsimine rağmen, östrusta olmama ve desloreline bağlı anöstrus, davranışsal bulgular tarafından doğrulanmaktadır. Sonuç olarak, deslorelin implantları başarılı bir şekilde östrusu baskılamıştır. Bu süreçte flare-up etki gözlenmiştir. Tam doz etkinliği daha önceki çalışmalarda da kanıtlanmıştır ancak yarım doza ilişkin bir çalışma bulunmamaktadır. Mevcut çalışma pratik, alternatif, güvenilir, geri dönüşümlü olmasının yanı sıra pet hayvanları için prospektif bir bakış açısı sunmaktadır.Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi, Proje numarası= VTF-12046İÇİNDEKİLER KABUL ONAY i TEŞEKKÜR ii İÇİNDEKİLER iii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ v ŞEKİLLER DİZİNİ vi RESİMLER DİZİNİ vii TABLOLAR DİZİNİ viii ÖZET ix ABSTRACT xi 1. GİRİŞ 1 2. GENEL BİLGİLER 6 2.1. Dişi Kedilerde Üreme Fizyolojisi ve Üreme Davranışları 6 2.1.1. Pubertas ve Çiftleşme Yaşı 8 2.1.2. Östrus Siklusunun Dönemleri 10 2.1.2.1. Proöstrus 11 2.1.2.2. Östrus ve Foliküler Faz 13 2.1.2.2.1. Lüteal faz 16 2.1.2.2.2. Vaginal sitoloji 16 2.1.2.2.3. Dişi kedilerde vaginal sitoloji örneklerinin toplanması ve yorumlanması 17 2.1.2.3. Postöstrus (İnteröstrus) 19 2.1.2.4. Diöstrus 20 2.1.2.5. Hayali gebelik (Yalancı gebelik) 21 2.1.2.6. Anöstrus (Dişilerde iki östrus dönemi arası durgun evre) 22 2.2. Evcil Dişi Kedilerde Üremenin Denetlenmesi 23 2.2.1. Non-operatif Yöntemler 24 2.2.1.1. Östrusun ertelenmesi 24 2.2.1.1.1. Progestinler 24 2.2.1.1.1.1. Progestinlerin yan etkileri 25 2.2.1.1.1.2. Progestinlerin kullanımında dikkat edilmesi gereken hususlar 26 2.2.1.1.2. Androjenler 26 2.2.1.1.2.1. Androjenlerin yan etkileri 27 2.2.1.1.3. GnRH Agonistleri 27 2.2.1.1.3.1. GnRH agonistlerinin yan etkileri 31 2.2.1.1.4. Melatonin ve kısa fotoperiyot 32 2.2.1.2. Östrusun baskılanması 33 2.2.1.2.1. Progestinler 33 2.2.1.2.2 GnRH antagonistleri 34 2.2.1.2.3. Melatonin 34 2.2.1.3. Ovulasyonun uyarılması 34 2.2.1.4. İmmünokontrasepsiyon 35 2.2.1.5. Östrus ve ovulasyonun uyarılması amacıyla GnRH agonistlerinin kullanılması 36 3. GEREÇ VE YÖNTEM 37 3.1. Hayvan Materyali 37 3.2. Yöntem 38 3.2.1. Çalışma Dönemi ve Hayvan Materyalinin Gruplandırılması 38 3.2.2. Vaginal Sitoloji ve Davranışsal Östrus Bulgularının Takibi 39 3.2.3. Erkek Kedinin Vazektomi Operasyonu 44 3.2.4. İstatistiksel Analizler 45 4. BULGULAR 46 4.1. Davranışsal Bulgular ve İstatistiksel Değerlendirme 46 4.2. Vaginal Sitoloji Bulguları 68 5. TARTIŞMA 80 6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 92 KAYNAKLAR 93 ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ HAYVAN DENEYLERİ YEREL ETİK KURUL KARARI 105 ÖZGEÇMİŞ 10

Concept and design of the hybrid distributed embedded systems testbed

Wireless mesh networks are an emerging and versatile communication technology. The most common application of these networks is to provide access of any number of users to the world wide Internet. They can be set up by Internet service providers or even individuals joined in communities. Due to the wireless medium that is shared by all participants, effects like short-time fading, or the multi-hop property of the network topology many issues are still in the focus of research. Testbeds are a powerful tool to study wireless mesh networks as close as possible to real world application scenarios. In this technical report we describe the design, architecture, and implementation of our work-in-progress wireless testbed at Freie Universität Berlin consisting of 100 mesh routers that span multiple buildings. The testbed is hybrid as it combines wireless mesh network routers with a wireless sensor network

Practical issues of implementing a hybrid multi-NIC wireless mesh-network

Testbeds are a powerful tool to study wireless mesh and sensor networks as close as possible to real world application scenarios. In contrast to simulation or analytical approaches these installations face various kinds of environment parameters. Challenges related to the shared physical medium, operating system, and used hardware components do arise. In this technical report about the work-in-progress Distributed Embedded Systems testbed of 100 routers deployed at the Freie Universität Berlin we focis on the software architecture and give and introduction to the network protocol stack of the Linux kernel. Furthermore, we discuss our first experiences with a pilot network setup, the encountered problems and the achieved solutions. This writing continues our first publication and builds upon the discussed overall testbed architecture, our experiment methodology, and aspired research objectives

UAV-Assisted Reactive Routing for Urban VANETs

International audienceVehicular ad hoc networks (VANETs) are characterized by frequent path failures due to the high mobility caused by the sudden changes of vehicles direction. The routing paths between two different vehicles should be established with this challenge in mind. It must be stable and well connected in order to guarantee a reliable and safe delivery of packets. The aim of this work is to present a new reactive routing technique providing effective and well-regulated communication paths. These discovered paths are created based on a robust flooding discovery process involving UAVs (Un-manned Aerial Vehicles) to ensure the connectivity when the network is sparsely connected. The evaluation of this technique is performed using NS-2 simulator and its performances are compared with on-demand protocols dedicated for VANET. Simulation results show clearly that our approach gives interesting outcomes ensuring a high delivery ratio with a minimum delay. This hybrid communication between the vehicles and UAVs is attractive to initiate more smart connected nodes in the near future

RcdMathLib: An Open Source Software Library for Computing on Resource-Limited Devices

We developped an open source library called RcdMathLib for solving multivariate linear and nonlinear systems. RcdMathLib supports on-the-fly computing on low-cost and resource-constrained devices, e.g., microcontrollers. The decentralized processing is a step towards ubiquitous computing enabling the implementation of Internet of Things (IoT) applications. RcdMathLib is modular- and layer-based, whereby different modules allow for algebraic operations such as vector and matrix operations or decompositions. RcdMathLib also comprises a utilities-module providing sorting and filtering algorithms as well as methods generating random variables. It enables solving linear and nonlinear equations based on efficient decomposition approaches such as the Singular Value Decomposition (SVD) algorithm. The open source library also provides optimization methods such as Gauss–Newton and Levenberg–Marquardt algorithms for solving problems of regression smoothing and curve fitting. Furthermore, a positioning module permits computing positions of IoT devices using algorithms for instance trilateration. This module also enables the optimization of the position by performing a method to reduce multipath errors on the mobile device. The library is implemented and tested on resource-limited IoT as well as on full-fledged operating systems. The open source software library is hosted on a GitLab repositor

Real-world efficacy and safety of Ledipasvir plus Sofosbuvir and Ombitasvir/Paritaprevir/Ritonavir +/- Dasabuvir combination therapies for chronic hepatitis C: A Turkish experience

Background/Aims: This study aimed to evaluate the real-life efficacy and tolerability of direct-acting antiviral treatments for patients with chronic hepatitis C (CHC) with/without cirrhosis in the Turkish population.Material and Methods: A total of 4,352 patients with CHC from 36 different institutions in Turkey were enrolled. They received ledipasvir (LDV) and sofosbuvir (SOF)+/- ribavirin (RBV) ombitasvir/paritaprevir/ritonavir +/- dasabuvir (PrOD)+/- RBV for 12 or 24 weeks. Sustained virologic response (SVR) rates, factors affecting SVR, safety profile, and hepatocellular cancer (HCC) occurrence were analyzed.Results: SVR12 was achieved in 92.8% of the patients (4,040/4,352) according to intention-to-treat and in 98.3% of the patients (4,040/4,108) according to per-protocol analysis. The SVR12 rates were similar between the treatment regimens (97.2%-100%) and genotypes (95.6%-100%). Patients achieving SVR showed a significant decrease in the mean serum alanine transaminase (ALT) levels (50.90 +/- 54.60 U/L to 17.00 +/- 14.50 U/L) and model for end-stage liver disease (MELD) scores (7.51 +/- 4.54 to 7.32 +/- 3.40) (p<0.05). Of the patients, 2 were diagnosed with HCC during the treatment and 14 were diagnosed with HCC 37.0 +/- 16.0 weeks post-treatment. Higher initial MELD score (odds ratio [OR]: 1.92, 95% confidence interval [CI]: 1.22-2.38; p=0.023]), higher hepatitis C virus (HCV) RNA levels (OR: 1.44, 95% CI: 1.31-2.28; p=0.038), and higher serum ALT levels (OR: 1.38, 95% CI: 1.21-1.83; p=0.042) were associated with poor SVR12. The most common adverse events were fatigue (12.6%), pruritis (7.3%), increased serum ALT (4.7%) and bilirubin (3.8%) levels, and anemia (3.1%).Conclusion: LDV/SOF or PrOD +/- RBV were effective and tolerable treatments for patients with CHC and with or without advanced liver disease before and after liver transplantation. Although HCV eradication improves the liver function, there is a risk of developing HCC.Turkish Association for the Study of The Liver (TASL

Exploring the best method of forecasting for short term electrical energy demand (a research on energy demand of trakya region in Turkey)

Anahtar Kelimeler : Tahmin yöntemleri, zaman serileri, elektrik enerjisi tüketimi, SPSS, Minitab, MatlabÖZETKISA SÜRELİ ELEKTRİK ENERJİSİ İHTİYACI İCİN EN İYİ YÖNTEMİN BELİRLENMESİ (TRAKYA BÖLGESİ ENERJİ İHTİYACI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA) Bu çalışma belli bir bölgeye ait saatlik tutulmuş elektrik enerjisi tüketimine ilişkin veriler üzerine kurulu tahmin yöntemlerinin uygulanmalarını kapsamaktadır. Bu kapsamda öncelikle elektrik sistemleri ve tahmin yöntemleri üzerine bilgi verilerek mevcut durum ortaya konmuştur. Bölge olarak Türkiyenin Avrupa kıtasında kalan kesimi yani Trakya bölgesi amaç olarak ele alındı. Mevcut elektrik tüketim verilerinin saatlik tutulması ve 2005 yılının tamamı, 2006 ve 2007 yıllarının bazı ayları olmak üzere toplam 23 aylık büyük bir veri üzerinde çalışılmasından dolayı “Quantitative” sayısal tahmin yöntemleri daha tutarlı sonuç vermesi acısından kullanıldı. Bu bölgeye yönelik her bir ayın son gününü takip eden 12 saatlik elektrik enerji tüketimine ilişkin tahmin teknikleri geliştirildi ve elde edilen veriler ışığında en uygun modeller belirlendi. Elde edilen tahmin modelleri elektrik enerjisi verilerine uygulandı ve sonuçlar tartışıldı. Keywords: Forecasting methods, time series, electrical power consumption, SPSS, Minitab, MatlabABSTRACTEXPLORING THE BEST METHOD OF FORECASTING FOR SHORT TERM ELECTRICAL ENERGY DEMAND (A RESEARCH ON ENEGRY DEMAND OF TRAKYA REGION IN TURKEY)This study includes applications of forecasting models established on the data that contain the electrical power consumption of a specific region which are observed hourly. At the beginning of the research, basic information about the electrical power system and the forecasting methods are given and the situation is clarified. Trakya region in Turkey which is in European side of Turkey is selected as the target region. The data is composed of hourly observed electrical energy values for the whole year of 2005 and some months of 2006 and 2007 which is 23 months in total. Because the data is large enough and the aim of the research is to establish accurate forecasting models for short term forecasting, quantitative methods are used. For this region, forecasting methods are improved for the short term electrical energy consumption that is the next 12 hours of the last day of each months and the best fitted model is determined for each months. The best fitted models are applied to the data and the related results are discussed

Exploring the best method of forecasting for short term electrical energy demand (a research on energy demand of trakya region in Turkey)

Anahtar Kelimeler : Tahmin yöntemleri, zaman serileri, elektrik enerjisi tüketimi, SPSS, Minitab, Matlab KISA SÜRELİ ELEKTRİK ENERJİSİ İHTİYACI İCİN EN İYİ YÖNTEMİN BELİRLENMESİ (TRAKYA BÖLGESİ ENERJİ İHTİYACI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA) Bu çalışma belli bir bölgeye ait saatlik tutulmuş elektrik enerjisi tüketimine ilişkin veriler üzerine kurulu tahmin yöntemlerinin uygulanmalarını kapsamaktadır. Bu kapsamda öncelikle elektrik sistemleri ve tahmin yöntemleri üzerine bilgi verilerek mevcut durum ortaya konmuştur. Bölge olarak Türkiyenin Avrupa kıtasında kalan kesimi yani Trakya bölgesi amaç olarak ele alındı. Mevcut elektrik tüketim verilerinin saatlik tutulması ve 2005 yılının tamamı, 2006 ve 2007 yıllarının bazı ayları olmak üzere toplam 23 aylık büyük bir veri üzerinde çalışılmasından dolayı “Quantitative” sayısal tahmin yöntemleri daha tutarlı sonuç vermesi acısından kullanıldı. Bu bölgeye yönelik her bir ayın son gününü takip eden 12 saatlik elektrik enerji tüketimine ilişkin tahmin teknikleri geliştirildi ve elde edilen veriler ışığında en uygun modeller belirlendi. Elde edilen tahmin modelleri elektrik enerjisi verilerine uygulandı ve sonuçlar tartışıldı. Keywords : Forecasting methods, time series, electrical power consumption, SPSS, Minitab, Matlab ABSTRACT EXPLORING THE BEST METHOD OF FORECASTING FOR SHORT TERM ELECTRICAL ENERGY DEMAND (A RESEARCH ON ENEGRY DEMAND OF TRAKYA REGION IN TURKEY) This study includes applications of forecasting models established on the data that contain the electrical power consumption of a specific region which are observed hourly. At the beginning of the research, basic information about the electrical power system and the forecasting methods are given and the situation is clarified. Trakya region in Turkey which is in European side of Turkey is selected as the target region. The data is composed of hourly observed electrical energy values for the whole year of 2005 and some months of 2006 and 2007 which is 23 months in total. Because the data is large enough and the aim of the research is to establish accurate forecasting models for short term forecasting, quantitative methods are used. For this region, forecasting methods are improved for the short term electrical energy consumption that is the next 12 hours of the last day of each months and the best fitted model is determined for each months. The best fitted models are applied to the data and the related results are discussed

Local T0 and T1 quantale valued preordered spaces

Bu tez çalışmasının temel amacı quantale değerli önsıralı uzaylar kategorisinde bir p noktasında T0 ve T1 objeleri karakterize ederek arasındaki ilişkiyi araştırmak ve bu objelerin kalıtsal ve çarpımsal olup olmadıklarını incelemektir. Bu tez beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, literatür taraması yapılarak konunun kısa tarihçesi ve önemi üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, tez çalışmasında kullanılacak olan temel kavramlar ve bunlarla ilgili bazı özellikler, örnekler ve teoremler verilmiştir. Üçüncü bölümde, quantale kavramından bahsedilerek quantale değerli önsıralı uzayların tanımı verilmiştir. Bir topolojik kategori olan L-Prord kategorisinde başlangıç kaldırma yapısı, diskre ve indiskre objeler ifade edilmiştir. Dördüncü bölümde, bir p noktasında wedge çarpım ve eksen dönüşümleri yardımıyla lokal T0 ve lokal T1 quantale değerli önsıralı uzaylar karakterize edilmiş ve arasındaki ilişki gösterilmiştir. Ayrıca bu objelerin kalıtsallık ve çarpımsallık özelliklerini sağladıkları ispatlanmıştır. Son bölümde ise sonuç ve önerilere yer verilmiştir.The main purpose of this thesis is to characterize T0 and T1 objects at a point p in the category of quantale-valued preordered spaces and to investigate the relationship between them and to examine whether these objects are hereditary and productive. This thesis consists of five chapters. In the first chapter, the short history and importance of the subject are emphasized by making a literature review. In the second chapter, the basic concepts that will be used in the thesis and some properties, examples and theorems related to them are given. In the third chapter, the concept of quantale is mentioned and the definition of quantale-valued preordered spaces is given. In the category L-Prord, which is a topological category, the initial lift structure, discrete and indiscrete objects are expressed. In the fourth chapter, with the help of wedge product and axis mappings at a point p, local T0 and local T1 quantale-valued preordered spaces are characterized and the relationship between them is shown. It has also been proven that these objects provide the hereditary and productive properties. In the last chapter, conclusions and recommendations are given